Şevki Bey, evin en yaşlı bireyi, ailenin temel direği olarak kabul edilir. İki oğlu, bir gelini ve canından çok sevdiği torunu ile birlikte, bahçe içinde eski müstakil bir evde mütevazi bir yaşam sürdürmektedir. Kendi açısından oldukça mutludur, ancak karşı taraf için durum pek öyle değildir. Şevki Bey, yaşlılığın getirdiği dikkatsizlik ve sakarlık nedeniyle sık sık ön plandadır. Hemen hemen her gün bir şeyler kırar, gelin artık onun varlığına tahammül edemez ve bu rahatsızlığını kocası Ergün'e anlatır. Artık birlikte yaşamak onun için imkansız gibidir, hatta daha da ileri giderek "ya baban, ya ben" tercihini bile ortaya koymuştur. Şevki Bey'i yani babalarını bir huzur evine göndermeyi kararlaştırırlar. Tüm bu konuşmaları Şevki tesadüfen duymuş, adeta yıkılmıştır. Evden ayrılmak, onun için ölüm gibidir, bu nedenle evde kalmak için çeşitli oyunlar oynar. Kısmen başarılı olsa da, çocuklarına karşı oynadığı bu küçük mutluluk oyunlarının fiyaskoyla sonuçlanması ve istememesine rağmen aileyi zor durumlara sokmuş ve nihayetinde yenik düşmüştür. Artık kaderine razıdır derken..